25 Ağustos 2010 Çarşamba

NİŞAN İÇİN SAÇ HAZIRLIKLARI

Anneciğimin başının önündeki saçları döküldü. Malum nişan, düğün süslenme dönemi. Hayatında ilk kez süslenmeye heves etti. Saçlarını yaptırsa da dökülen kısımlar hoş görünmeyeceği için ona bu saçlardan almaya karar verdim. Bursa' da doğal saç yada peruk ararken burada rastladım, yarım peruklara. Birçok saç ekleme çeşidi var aslında ama hiç biri bu kadar derdimize deva olamazdı. Annem huyludur, bütün peruk takamaz, gündüz gece kaşınır durur, postiş yada çıt çıtlar da aynı işi görmezdi. İyi oldu rastladığım. Umarım resimdekine benzer bir saç bulabilirim de annişim sevinir.






Eminim bu dertten muzdarip olanlarınız ya da yakınlarınız vardır. Faydalı olacağını umuyorum. Biz alalım bi tane deneyelim bakalım, fiyatı ve kullanımı hakkında da bilgilendiririm sizi...

Bu arada resimdeki annem değil, yukarıda bahsettiğim siteden alıntı bu resimler...

18 Ağustos 2010 Çarşamba

KELEBEK KANADINDA...



İnternette gezinirken bir makale buldum paylaşmak istedim. Doğanın ve yaratıcının gücüne bir kez daha hayret ettim. Kjell Sandved adında Norveçli bir araştırmacı kelebek kanatlarından alfabenin harflerini ve rakamları fotoğraflayacağını düşünerek yıllarca tırmalamış. Bu uğurda daha önce hiç kullanmadığı mikroskobu kullanmayı ve fotoğraf çekmeyi öğrenmiş. Kolleksiyonlarda bulunan kelebeklerin üzerinde parmak izi, yada kanatlarda yaralanmalar olduğu için hepsini makro çekim yoluyla doğada fotoğraflamış ve bu çalışma çıkmış ortaya... Ben çok beğendim...

11 Ağustos 2010 Çarşamba

DİŞ FIRÇASINDAN ZIMPARA MAKİNESİ

Planet June adlı blogda pilli diş fırçalarından zımpara ve cilalama makinesi yapımı anlatılmış. Benim gibi her hobiye atlayanlar için faydalı olacağını düşünerek yayınladım.







Gerçi anlatılacak çok fazla bir şey de yok. Diş fırçasının kıllarını kopardıktan sonra, elimizdeki farklı kalınlıklardaki kağıt zımparaları ufak ufak kesip çift taraflı bant ile diş fırçasına yapıştırıyoruz. Zımpara işlemi bitince ufak bir kadife parçası yapıştırıp cilalama işlemini de gerçekleştirebilirsiniz.

GÜMÜŞLERİ PARLATMA


Muhtemelen sizdeki gümüşlerde zaman geçtikçe bu şekilde kararmıştır.


Cam bir kabın içine alümiyum folyoyu yayıyoruz. İçine bir çay kaşığı tuz, 3 tatlı kaşığı karbonat, biraz su koyup kaynatıyoruz. Bazı uyanık arkadaşlar folyo yerine streç film kullanmayı deneyebilir, ancak bu durumda sonuç hüsran olur. Yapılan işlem elektrokimyasal reaksiyon olduğundan streç film işinizi görmez. Oluşan reaksiyon esnasında kötü bir koku açığa çıkacağından ortamı iyice havalandırmayı unutmayın.


Kaynatma işlemi sırasında baloncuklar oluşuyor.


Temizlemek istediğimiz gümüşleri alüminyum folyo ile temas edecek şekilde kabın içine yerleştiriyoruz.


Renkleri açılan takılarımızı kağıt havlu ile kurulayıp kullanıyoruz.


Bu tutorial Planet June isimli blogdan alıntıdır.

KOCAKARI İŞLERİNE SON:)

Malum yakında düğünümüz var, annem zamanında bi sürü dantel falan yaptırmış. Ben o beyaz dantellerden nefret edenlerdenim. Uyuz oluyorum, modern evlere hiç yakışmıyor. Geçenlerde webde bu şirin şeyleri görünce hoşuma gitti. Annemi başkasına vermeye ikna edemediğim dantelleri renklendirip kullanabilirim. Görünce kesin kızacaktır ama maksat kızım kullansın ise katlanacak dimi?


Bir tencerede kaynattığımız suyun içine 1 tatlı kaşığı toz kumaş boyası koyuyoruz. 10 dk kadar kaynattıktan sonra boyası akmayana kadar soğuk suyun altında tutuyoruz. Sonra bir güzel yıkayıp ütülüyoruz. Kaynatma süresini az tutarsanız daha açık tonlar elde edebilirsiniz.






Kullanmak istemediğim yün yatak ve yastıklar içinde böyle yöntemler bulsak da bari anneciğimi üzmeden kullanabilsem:)

DİBİ TUTMUŞ TENCERE TEMİZLİĞİ

Bugün çok fazla mutfak hilesi yazdım farkındayım ama uzun zamandır bir kenarda biriktirdiğim hileleri bugün yayınlayım dedim. Eğer ki yorgun bir günün sonunda yemeğin altını açık unutup tencerenizi bu hale getirdiyseniz; çözüm basit. Karbonatlı suyla birkaç sefer kaynatmak, sonra cifle ovmak. Çıkan siyah su karbonatın çözdüğü organik maddeleri gösteriyor. Her defasında temas yüzeyi değiştiği için yeni parçacıklar karbonat tarafından çözülüyor ve sonunda tencere eski halini alıyor. kolay gelsin.





OCAKLAR NASIL TEMİZ KALIR?

Biz Türkler kendi çapımızda daha bireysel çözümler bulmuştuk gerçi ama, bu da iyi bir yöntem... Biz genelde oturup bir güzel yağçöz ile ocağı temizleyip alüminyum folyo ile kaplardık. Alternatif bir yöntemse bir kere ocağı temizledikten sonra su bazlı silikon sprey sıkıp kurumasını beklemek, daha sonra biriken yağlar çok kolay çıkıyor. Tabi spreyleme işlemi mutlaka açık havada yada balkon gibi yerlerde yapılmalı. Bu temizlikte sonsuza kadar ocakların temiz kalacağını garanti etmiyor ama daha kolay ve daha uzun süreli temizlik ihtiyacı sayesinde işimizi kolaylaştırır gibi görünüyor. Silikon sprey evinde koşu bandı olanlarda zaten mevcuttur, eğer evinizde yoksa büyük marketlerden falan böyle VOIT veya herhangi bir koşu bandı markalı olanlardan alıp kazık yemeyin. Hırdavatçılarda 5-6 TL ye daha uygun ürünler var. Diğerleri koşu bantlarına özel satıldığından fiyatları genelde 25-30 TL arasında değişiyor, benden söylemesi...




Burada ocakların temiz kalması için bazı ipuçları verilmiş.

YANIK YAĞLARI TEMİZLEME

Yanık yağları temizlemek hepimiz için büyük sorundur, sevimsiz iştir vesselam. Kızartma tavaları, sos tencereleri mutfakta her zaman saklanmaya, gizlenmeye mahkumdurlar yabancı gözlerden. Burada bahsi geçen iğrençlikler için bir temizlik yöntemi geliştirmişler. Yanık yağın üzerine karbonat serpip üzerine sirke döküyor ve ovalıyor, bu işlemi bir kaç kez tekrar ediyor. Üstelik bu şekilde yapılan temizlikte yağ sökücü kullanımından sonra oluşan renk bozulmaları olmuyor. Evde basitçe uygulanabilecek bir yöntem, denemekte fayda var.





TIRNAK SÜSLEME



Zamanında ben de AVON' dan bir tırnak fırçası almıştım altınrengi... Bordo ojelerimi sürüp üzerine desen işlerdim, ama son zamanlarda internette gördüğüm tırnak süslemeleri çok ince detaylı olunca merak ettim. Nasıl yapabiliyorlar bu kadar detay çalışmayı diye. Araştırdım ve sonuç burda ta taaaa... Adamlar pilot kalem benzeri ucu olan rengarenk ojeler çıkarmışlar, önce arka fon rengi ile tırnağı boyayıp sonra istediğiniz renkle desenlerinizi çiziyorsunuz... Süper dimi?



Çok kolay bir şekilde French bile yapabilirsiniz:)

4 Ağustos 2010 Çarşamba

MİNİK EJDERHA VE ÇAKMA EYEORE



Eyeore tam çakma oldu biliyorum, ama napalım bir free pattern bulamadım ki... Tabi bende naaptım, lion brand isimli web sitesinde bi tane çakma aslan vardı onun şemasını kullanarak kafa, gövde, kol ve ayakları yaptım, kulakları ve gözleri bi tarafımdan uydurdum:) Gözlerde sıkıntı yaşadım en çok, elimdeki keçeler çok kötüymüş onu anladım, diğer amigurumicilerin keçeleri tam renginde duruyor, benimkiler ise bulaşık bezi kıvamında incecik, arka fonu gösteriyor. Tam üç kez keçeden göz yapmaya çalıştım sonra keçe işi korkulu rüyam haline gelince en iyisi gözü örmek ve işlemek deyip vazgeçtim. Atmasyondan gözleri de örüp işledim ve ortaya bu şaklaban çıktı. Tam eyeore olmadı ama idare eder. Zaten bizim çocuklar oynarken eyeore mu tanıyacaklar dimi? Kaşlar da süper olmuş, az daha zorlasam Doğu Anadolu' nun bağrından bir eşek diye yutturabilirmişim.



Ejderha sevimli bişi oldu işte. Ağzından alevler çıkmasa da o bizim ejderhamız. Haftasonu örmesi zevkli, dikiş işleri bıktırıcı bir parça oldu. Parmaklarım hala acıyo iğneyi zorla batırmaya çalışmaktan... Dilek hanımdan aldığım gözler bittiği için çok eskiden beri elimde olan düğme tipi gözlerden kullandım ejderha için, o yüzden bi gözü "kalk gidelim derken, diğeri halt yeme otur" modunda... mu ha ha ha

ZÜRAFA, AŞÇI ANNE VE KEDİŞ

Kediş tam olarak bitmedi, gerçi bi burun kısmı bide saç işlemesi kaldı. Başına otursam 5 dakikalık iş ama üşeniyorum. Dedim ya tembelim bu aralar... Bu kedişin bi sürü rengini yapcam sanırım. Şu ipler bitse de nako bonbon klasik denesem diye hevesleniyorum...


Elimde artan ve örmeyi sevmediğim iplerin bir an önce bitmesi için uzun zamandır elimde sürünen bu kadını yaptım, önce uzun saçlı bir kız düşünerek başlamıştım, sonra gerek elbisesi, gerek saçları daha bi kadınsı olduğu için bu parçayı aşçı anne olarak tamamlamayı düşündüm. Bir aşçı şapkası, mutfak önlüğü ve eline bi tencere örmeyi planlıyorum, yada belki sıkılır yeni saçlar yapar sıkıntıdan kurtulurum. Düzeltmeler sonraya, parmaklarımın acısı geçince inşallah...


Bu zürafa da enteresan oldu, ilk kez bir japon şemasını okuyamadım, daha doğrusu anladığımı sandım, ama anlaşılan anlamamışım. Şemadakinden oldukça farklı oldu... Renklerini de hiç beğenmedim desem yeridir. Çok soluk, hasta bu ZÜLEYFAA